boca suelta

Kullanım örnekleri

boca suelta
loud mouth
icon arrow

loud

Phonetic: "/laʊd/"

Part Of Speech: noun


Definition: A loud sound or part of a sound.


Definition: High-quality marijuana.

icon arrow

loud

Phonetic: "/laʊd/"

Part Of Speech: adjective


Definition: (of a sound) Of great intensity.

Example: Turn that music down; it's too loud.


Definition: (of a person, thing, event, etc.) Noisy.

Example: a loud party that went on all night


Definition: (of a person, event, etc.) Not subtle or reserved, brash.


Definition: (of clothing, decorations, etc.) Having unpleasantly and tastelessly contrasting colours or patterns; gaudy.

Example: a loud style of dress;  loud colors


Definition: (of marijuana) High-quality; premium; (by extension) having a strong or pungent odour indicating good quality

icon arrow

mouth

Phonetic: "/mʌʊθ/"

Part Of Speech: noun


Definition: The opening of a creature through which food is ingested.

Example: "Open your mouth and say 'aah'," directed the doctor.


Definition: The end of a river out of which water flows into a sea or other large body of water.

Example: The mouth of the river is a good place to go birdwatching in spring and autumn.


Definition: An outlet, aperture or orifice.

Example: The mouth of a cave


Definition: A loud or overly talkative person.

Example: My kid sister is a real mouth; she never shuts up.


Definition: (saddlery) The crosspiece of a bridle bit, which enters the mouth of an animal.


Definition: A principal speaker; one who utters the common opinion; a mouthpiece.


Definition: Cry; voice.


Definition: Speech; language; testimony.


Definition: A wry face; a grimace; a mow.

icon arrow

mouth

Phonetic: "/mʌʊθ/"

Part Of Speech: verb


Definition: To speak; to utter.

Example: He mouthed his opinions on the subject at the meeting.


Definition: To make the actions of speech, without producing sound.

Example: The prompter mouthed the words to the actor, who had forgotten them.


Definition: To utter with a voice that is overly loud or swelling.


Definition: To pick up or handle with the lips or mouth, but not chew or swallow.

Example: The fish mouthed the lure, but didn't bite.


Definition: To take into the mouth; to seize or grind with the mouth or teeth; to chew; to devour.


Definition: To form or cleanse with the mouth; to lick, as a bear licks her cub.


Definition: To make mouths at.

Türkçe-İngilizce Şarkı Sözleri Çevirmeni

İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!

Çeviri yazılımımızı diğer makine çevirmenlerinden farklı kılmak için çok yol kat ettik. Türkçe - İngilizce çevirmenimiz orijinal metnin anlamını ve cümlenin ana fikrini asıl amaçlandığı gibi korumak için tasarlanmıştır. Çevirmenimiz olabildiğince insandır. Ürünümüz en iyi gizliliği sağlar. Verilerinizi izlemiyor, satmıyor veya saklamıyoruz. Çevirileriniz size aittir. Transferler için kayıt ve ödeme gerekli değildir!Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.